|
Tweet |
Devrim Arabası Müjdesi
Akbaş, genç mühendislerle birlikte “Devrim Arabası”nı yeniden tasarlayıp üretmeyi hedeflediklerini açıkladı. İlk çalışmaların “harika” ilerlediğini belirten Akbaş, projenin yüksek fiyatlarla değil, halkın gücünü temsil edecek şekilde üretileceğini ve kısa süre içinde tanıtılacağını söyledi. “Az kaldı, yeni Devrim Arabası görenleri hayran bırakacak,” diye konuştu.
“Gençler, Devrim Arabası sizi bekliyor!” diyerek gençliğe çağrıda bulundu.
Anadolu’nun Tarihi Bedelleri ve Vatan Vurgusu
Akbaş kampanyasında Anadolu’nun tarihsel fedakârlıklarına sıkça atıf yaptı. “Anadolu ana dolu mu?” sorusunu gündeme getirerek, tarihte yaşanan zorlukları hatırlattı:
1804 Sırp isyanından 9 Eylül 1922’ye kadar geçen dönemde Türk ve Müslüman nüfusun cepheden cepheye koştuğunu, salgınlar, açlık ve askerlik yükü nedeniyle ağır kayıplar verildiğini söyledi.
“Osmanlı zamanında askerlik yapanlar gariban köylülerdi, yani Türklerdi. Hıristiyanlar bedel öderdi, birçok topluluk askerlikten muaftı. Kur’a, İhtiyat, Redif denilen ve sonu gelmeyen askerlik hizmeti sadece Türklerin omuzlarındaydı” dedi.
İsyanların ve İç Tehditlerin Kaynağına Dair Görüşler
Akbaş, devlete karşı yapılan silahlı isyanların ve bölücü hareketlerin arkasında dış kışkırtmaya elverişli iki unsur gördüğünü söyledi: şeriat düzenini savunanlar ve bölücü güçler. “İsyana gerekçe ne olursa olsun esas gerekçe, kendilerinin kazanımlarının ellerinden gitmesidir” değerlendirmesinde bulundu.
28 Şubat sürecinde görevden alınanların sayısının 3 bin 268 olduğunu hatırlatan Akbaş, buna karşın FETÖ yüzünden yüz binlerce kişinin yargı kararı olmadan tutuklandığını da eleştirdi.
Devlet Yönetimi, İktidar Eleştirisi ve Şüpheler
Akbaş, son dönemde devlet yönetiminde yaşananlara dair eleştirilerini dile getirdi. Yönetim kademelerindeki değişimlerden duyduğu kaygıyı paylaşan Akbaş, bazı yapıların devlette hâkim hale gelmesinin milletin menfaatine zarar verdiğini savundu.
2002 yılından bu yana görev alan üst düzey bürokratların ve bakanların çoğunun aynı çevrelerden geldiğini öne süren Akbaş, “Bunların Türk milletine yaptıklarını, bir Türk asla yapmaz” diyerek iktidarı sert sözlerle eleştirdi.
Atatürk Milliyetçiliği ve Millî Birlik Mesajı
“Körü körüne milliyetçi değiliz, Atatürk Milliyetçisiyiz” diyen Akbaş, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” ilkesine bağlı olduklarını belirtti. “Kendini Türk kabul eden herkes Türk’tür. Herkesin inancı ve etnik kökeni onun onurudur; buna saygı duyarız” sözleriyle kapsayıcılık vurgusu yaptı.
Akbaş ayrıca, “Herkes ırkıyla övünecek, ben kendi vatanımda Türk diyemeyeceğim öyle mi? Avucunu yalarsınız. Bizim Türklüğümüzü çok öne çıkarıyoruz diye bizi eleştirenler, bu milleti tanımıyor,” ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
Aynı zamanda, etnik kökeni gerekçe göstererek terör örgütlerini destekleyen ve Cumhuriyete zarar veren unsurlara karşı sert bir duruş sergiledi.
Terör, Eğitim ve İç Tehdit Uyarısı
Akbaş, etnik ya da dini gerekçeyle gençlerin Cumhuriyet karşıtı anlayışlarla yetiştirilmesine karşı çıktı; kaçak kurslar ve radikal eğitim yaklaşımlarını eleştirerek, bu tür faaliyetleri milletin birliğine yönelik bir tehdit olarak nitelendirdi.
“Vatanınıza ihanet ederseniz, Türk’ün demir yumruğu öyle bir iner ki aklınızı kaybedersiniz” diyerek uyarıda bulundu.
Gençliğe Çağrı
Konuşmasını gençlere seslenerek bitiren Murat Akbaş, “Biz Atatürk Gençliği olarak sahadayız. Mekânın sahibi geldi; ya istiklal ya istiklal,” diyerek gençlerden destek istedi.
“Anadolu bugün ana mı dolu, yoksa hain mi dolu?” sorusunu yönelten Akbaş, siyasette köhnemiş anlayışları tarihe gömmeden Türkiye’nin huzura kavuşamayacağını ifade etti.